Samsun Tarihi ve Gezilecek Yerleri

Samsun-Haber (SHA) - Samsun Haber Ajansı | 10.01.2024 - 21:27, Güncelleme: 11.01.2024 - 05:28
 

Samsun Tarihi ve Gezilecek Yerleri

I. Dünya Savaşı yıllarında ticaretin felce uğradığı Samsun, 1915 yılında Rus savaş gemileri tarafından topa tutuldu. Mondros Mütarekesi'nden sonra ise şehir, 4000 kişilik bir İngiliz-Hint kuvveti tarafından işgal edildi.
 SAMSUN İLİNİN TARİHİ  Samsun Haber - Samsun'un tarihine göz attığımızda, bölgenin ilk yerleşimcilerinin MÖ 7000'li yıllarda var olduğunu görmekteyiz. İlk olarak Hititler'in egemenliğine giren Samsun, zamanla Pers, Roma ve Bizans gibi çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptı. 1071 yılında Selçuklu Türkleri tarafından fethedilen şehir, 1392 yılında Candaroğulları Beyliği'nin hakimiyetine girdi. Osmanlı İmparatorluğu ise Samsun'u 1461 yılında egemenliği altına alındı. Osmanlı döneminde Samsun, Yıldırım Bayezıd devrinde, yani 14. yüzyılın sonlarında hakimiyet altına alındı. Kubadoğulları'nın elindeki Müslüman Samsun, 1398 yılında Yıldırım Bayezıd tarafından fethedildi. Şehrin yönetimi, Bulgar Kralı "Şiman"ın müslümanlığı kabul eden oğlu Aleksandr'a (İskender Paşa) verildi. Ancak, Ankara Savaşı'nda (1402) Yıldırım Bayezıd'ın yenilmesi sonucunda Timur'un ordusu tarafından bu bölge yağmalandı. Osmanlı’ya Katılışı Samsun, bir süre Yıldırım'ın oğlu Emir Süleyman'ın, ardından da 1439'da İsfandiyaroğulları'nın kontrolü altına girdi. Batı kısmı ise Sultan Çelebi Mehmed tarafından alındı (1419) ve Kara Samsun olarak bilinir. Osmanlı hakimiyetine geçtikten sonra Samsun, "Canik Sancağı" adıyla Rum (Sivas) Eyaleti'ne bağlı bir sancak olarak idari teşkilata dahil edildi. XVII. yüzyıl başlarında deniz yoluyla gelen Kazaklar'ın saldırısına maruz kalan Samsun, bakımsız durumda olan kalesinin tamir edilmesi ve içine muhafız atanmasıyla güvenli hale getirildi. 1645 yılında ziyaret eden Evliya Çelebi, Samsun'un halkının gemicilik ve kendircilikle uğraştığını, kalenin deniz kıyısında sağlam bir yapıya sahip olduğunu ve şehrin lezzetli suyu bulunduğunu belirtti. Aynı dönemde, Samsun'un gemi palamarları için kullanılan kendir ipi üretiminde dünya genelinde önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. Samsun, XVIII. yüzyılın ortalarında ticari önemini kaybetse de, XIX. yüzyıl ortalarında tütün ekiminin yaygınlaşması ve buharlı gemi işletiminin artmasıyla yeniden gelişmeye başladı. Ancak, 1869 yangını şehri neredeyse tamamen kül haline getirse de, kısa sürede kalkındı. I. Dünya Savaşı Yılları I. Dünya Savaşı yıllarında ticaretin felce uğradığı Samsun, 1915 yılında Rus savaş gemileri tarafından topa tutuldu. Mondros Mütarekesi'nden sonra ise şehir, 4000 kişilik bir İngiliz-Hint kuvveti tarafından işgal edildi. Milli Mücadele sırasında bu kuvvetler memleketi terk etti. Samsun, demiryolu inşasının düşünüldüğü dönemlerde ticaretin tekrar canlanması ve XIX. yüzyıl ortalarından itibaren gelişen tütün ekimi ile önemli bir liman haline geldi. Samsun, yüzyılın sonlarına doğru önemli bir sanayi ve ticaret merkezi haline geldi. Limanının etkisiyle önemli bir ticaret merkezi olan şehir, aynı zamanda Anadolu'nun batısını Karadeniz'e bağlayan demiryolu hattı sayesinde stratejik bir öneme sahip olmuştur. Cumhuriyet Dönemi Cumhuriyet döneminde Samsun-Sivas demiryolu inşası öncelikli bir proje olarak ele alındı ve hattın ilk 50 kilometrelik kısmı 1926 yılında hizmete açıldı. Demiryolu ağı, 1932'de Sivas'a kadar uzatıldı. 1933 yılında ise Samsun ile Çarşamba arasında 39 kilometrelik bir demiryolu daha yapıldı. Bu demiryolu ve karayolu projeleriyle birlikte Samsun, Karadeniz illerinin Anadolu'ya bağlanan önemli bir çıkış noktası haline geldi. Samsun'un konumunu ve önemini daha da artırmak amacıyla, önceki girişimlerden sonuç alınamamıştı. Bir şirket 1953 yılında bu projeyi üstlenerek 1960'ta dalgakıran ve rıhtımların inşasını tamamladı. Samsun Limanı, daha sonraki yıllarda yapılan eklemelerle birlikte önemli miktarda yük alma ve boşaltma işlemlerinin yapılabildiği bir liman haline geldi. SAMSUN'DA GEZİLECEK YERLER  Ahşap Camiler Samsun’un Türkler tarafından alınması ile başlayan Türk-İslam Dönemi iskan faaliyetlerinde külliyelerin birer parçası olan camiler önemli bir yer tutar. Devirlerinin kültürel mimari zevklerinin iklimsel özelliklerle yoğrulduğu camilerde binlerce yıl önceye ait İslam öncesi Türk mimari ve süsleme unsurlarını bulmak mümkündür. Samsun’un Türkler tarafından alınmasıyla başlayan mimari-iskan faaliyetlerinde önemli bir yer tutan dini mimari, gerek tek başlarına gerekse külliyeler halinde devirlerinin kültür-medeniyet seviyelerinin göstergeleri olarak baş tacı olmuşlardır. Bölgesel ve iklimsel özelliklere göre farklılık göstermektedir. Samsun ahşap mimarisinin inşası esnasında yapı malzemesi tercihinde yine bölgesel flora ile iklimsel özellikler etkili olmuş ve sağlamlık, uzun süreli dayanıklılık, neme direnç  gibi özellikler ön planda tutulmuştur. Karadeniz’in zengin florası seçenekleri artırmış, ölçüleri itibari ile yekpare olarak kullanım imkanı veren  Kestane, Pelit, bazı Çam cinsleri ve Kara Ağaç en çok kullanılan ahşap yapı malzemeleri olmuş, süslemede ise işlenmesi kolay olan ceviz ağacı tercih edilmiştir. Genel olarak çantı tekniğini kısaca tanımlarsak, çiviye gerek duyulmayan, kabaca yontulmuş ağaç gövdeleri veya çapları yer yer 30-35 cm civarında olan tomrukların alt ve üst kısımlarının düzgünleştirilerek birbirinin üzerine giydirildiği, köşelerde çeşitli tekniklerde geçmelerle birbirine kenetlendiği, ahşap direk ve kirişler ile iki taraflı çatılmış tavandan (kırma çatı) oluşan yapıları tanımlamakta, işçilik ise dönem ve ekonomi ile paralel olarak değişiklik göstermektedir. Bölge ahşap camilerinde köşe bağlantılarında genellikle Kurt Boğazı geçme tercih edilirken az sayıda örnekte Çalma Boğaz geçme yöntemi kullanılmıştır. Görüldüğü gibi ahşap camilerin Anadolu’da yoğun olarak inşa edildiği  bölgelerin başında Karadeniz Bölgesi gelmektedir. Samsun, 123 adet ahşap cami ile bölge içerisinde başı çekmektedir. Alaçam ilçesinde ise on bir tane ahşap cami tescil edilmiştir. Bu camilerden bazıları Uzunkıraç, Şirinköy, Aşağıkoçlu, Pelitbükü Ekleş, Gümüşova, Pelitbüküsekecek, Pelitbükühasırlık Ahşap Camileri, Kalukdemirci ve Kalukkaraçukur Köylerinde bulunan ahşap camilerdir. İlçemizde bulunan camiler 19-20.yüzyıl Salıpazarı, Ayvacık, Alaçam, Yakakent, Tekkeköy ve Bafra Camileri ile aynı grupta değerlendirilmektedir. Alaçam ilçesi, ahşap mimari bakımından oldukça zengindir. Ahşap sivil mimari yapıları ve dini yapılar günümüzde hala kullanılmaktadır. Ahşap mimari son dönemlerde bilim insanlarının, turizmcilerin, doğa sporlarıyla ilgilenenlerin, fotoğrafçıların ve yazılı-görsel basının dikkatini çekmektedir. İlçemizdeki ahşap eserlerin korunma ve tanıtımlarının sağlanması ve gelecek nesillere aktarılması hususunda çalışmalar devam etmektedir. Ayaklıalan Kilisesi Samsun'un Asarcık İlçesine bağlı, Ayaklıalan Köyü'nde köyün ortasında etrafa hakim bir tepe üzerinde yer alan kilise, 10x10 m ölçülerinde olup kare planlıdır. 19. yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilen kilise, doğa koşulları ve insan eliyle büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Kilisenin çatısı çökmüş ancak beden duvarları oldukça sağlam durumdadır. Apsisindeki ve güney duvarındaki renkli süslemelerin hala canlılığını koruduğu görülür. Çobanlı İskelesi Çobanlı Halk İskelesi, 22 Haziran 2016'da hizmete açılmıştır. Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin şehir merkezi ve iskele arasında çalıştırdığı yolcu gemisi vasıtasıyla, vatandaşların denizden daha fazla istifade edebilmeleri için inşa edilmiştir. İskelede şık ve modern bir kafeterya da hizmet vermektedir. 400 metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğindeki iskele sadece olta balıkçılarının değil, mutlu anlarını ölümsüzleştirmek isteyenlerin de uğrak yerleri arasında yer almaktadır. İskeleye gelen yüzlerce insan, fotoğraf çektirip öz çekim yaparken akşamları da kafeteryanın panoramik görüntüsüyle sohbete kaldıkları yerden devam ediyor. Adres: Çobanlı İskelesi Cumhuriyet Mah. Adnan Menderes Blv. Atakum/Samsun Gezi tekneleri Ayvacık İlçesi, Suat Uğurlu Baraj Gölü üzerinde, misafirlerin Eynel Köprüsü ile Kirazlık Adası arasında gezmeleri için Samsunum 2 Gemisi ve küçük ölçekteki gezi teknesi hizmet vermektedir.Bununla birlikte geminin yanaşması için ilçemizin iki noktasında, Orhangazi Mahallesi ve Kirazlık Adası, iskele bulunmaktadır. Kuş Cenneti Kızılırmak Deltası, 56 bin hektar genişliğinde irili ufaklı 20 adet göl ile büyük bataklık ve sazlık alanlardan oluşması, çok büyük bir alana sahip olması ve de barındırdığı kuş sayısı bakımından yalnızca Türkiye için değil, aynı zamanda tüm dünya ekolojisi için büyük öneme sahiptir. Yaban hayatı geliştirme sahası olarak ilan edilen bu alan 19 Mayıs, Bafra ve Alaçam ilçelerini kapsamaktadır. Doğal özellikleri büyük ölçüde korunabilmiş, ülkemizin Karadeniz kıyısındaki tek sulak alandır. Kızılırmak Deltası, göç sırasında Karadeniz'i doğrudan aşan kuş türleri için yaşamsal önem taşımaktadır. Batı Palaearktik bölge içerisinde yaklaşık 1100 kuş türü yaşamakta olup bu türlerin %40'ı, yani yaklaşık 460 çeşidi, Türkiye'de belirlenmiştir. Bu bölgedeki kuş türlerinin ise yaklaşık %35'i Kızılırmak Deltası'nda tespit edilmiş olup yaklaşık %15'i de burada üremektedir. Gölalan Şelaleleri Şehir merkezine yaklaşık 15 km mesafede Canik ilçesi sınırları içerisinde yer alan Gölalan Köyü'nde bulunan şelaleler, ziyaretçilerine harika bir manzara sunmaktadır. Dere yatağında bulunan şelalelere patika bir yoldan ulaşılmaktadır.   Tarihi Gelin Hamamı 17 ve 18. yüzyıllar Osmanlı dönemine ait olan hamam, Yeşilırmak kenarında imara kapalı bir alanda yer alıp üç oda ve bir soyunma odasından oluşmaktadır. Üç odanın üstü delikli bir kubbeyle örtülü olup soyunma odasının çöken kısmı sonradan kapatılmıştır.  Kaplıcalar Bölgesi Havza, kaplıcalarıyla termal turizmde öne çıkan ve yeni yatırımlar yapılarak potansiyelini daha yukarılara çıkarabilecek ilçemizdir. Kaplıca sularının, romatizma hastalıkları başta olmak üzere kadın hastalıkları, sinirsel hastalıklar, eklem hastalıkları ve kireçlenme gibi hastalıkların tedavisinde olumlu etki yaptıkları tıbbi olarak kanıtlanmış olması bu yönden büyük önem taşımaktadır. Havza’nın termal su varlığını değerlendirmek üzere Samsun Valiliği ve Havza Belediyesi tarafından Termal Su Yönetim Birliği kurulmuştur. Birliğe Bekdiğin ve Ilıca Belediyeleri de üye olmuştur. Birliğin çalışmaları kapsamında Havza Hamamayağı jeotermal havzası, Bekdiğin Ilıca ve Karameşe Bölgelerinde jeotermal, jeolojik ve jeofizik çalışmaları tamamlanarak termal su potansiyeli belirlenmiştir. Sağlık turizmiyle beraber düşünebileceğimiz termal turizmi ilimizde şimdiye kadar daha çok iç turizme yönelik hizmet vermişse de dış turizme yönelik çalışmalar hızla gelişim göstermektedir. Termal turizmde Havza kaplıcaları ve Ladik Hamamayağı kaplıcalarından yılda yaklaşık 200.000 kişi yararlanmaktadır. Bedestan Çarşısı Şehir merkezinde bulunan yapı, uzunca bir sokağın sağ ve soluna karşılıklı dizilmiş dükkanlar ve aralardaki kapılardan oluşur ve mimari tarzıyla arasta tanımına uymaktadır. Yapının kitabesi bulunmadığından kesin yapım tarihi bilinmemekle beraber 1807 ile 1818 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Bedesten toplam 40 adet hala hizmet veren dükkandan meydana gelmiştir. Taşhan Mustafa Kemal Atatürk'ün 25 Mayıs 1919 günü Samsun'dan Havza'ya giderken izlediği Ata Yolu üzerinde bulanan 800 yıllık tarihi Çakallı Han, Karadeniz ticaret kervan yolunun önemli menzillerinden birisidir. 13. yüzyılda inşa edilen yapı, Selçuklu Kervansaraylarının Samsun'daki tek örneğidir. Taşınmaz ortada daha yüksek tonozlu bir mekan ile yanlarda yine tonozlu olan 2 mekandan oluşan üç bölümlü bir yapıdır. Giriş yüksek bir kapı açıklığından sağlanmaktadır. Cephe tamamen düzgün kesme taştan ve harçsız olarak yapılmıştır ancak duvardaki tahribattan bu tabakanın kaplama olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü alttaki tabakada moloz taş ve harç kullanılarak yapılmış duvar örgüsü yer almaktadır. Ortadaki büyük tonozlu mekanın içi de düzgün kesme taştan yapılmıştır. Yapı, plan özelliği yönüyle karma tip hanlar grubuna girer. Yapı; kapalı avlusu, taş tezyinatlı portalı, payelerle desteklenmiş beşik tonoz ve üç sahınlı planı ile Selçuklu Dönemi Kervansarayı özellikleri taşır. Yapı 1650 yılında onarım geçirmiş ve yapıya Osmanlı Dönemi özellikleri taşıyan mimari öğeler eklenmiştir. Yapının giriş portalının yanındaki yarım yıldız süslemeleri bu durumu kanıtlayan bir özelliktir. Hanın ayakta kalan kapalı bölümünün önünde yıkılmış bir avlu daha olduğu düşünülmektedir. Taşhan’ın restorasyon çalışmaları 19.08.2011 tarihinde başlamıştır. İçerisinde tarihi yapıları bozmadan restoran yapılmıştır. Ailelerin rahatça oturup yemek yiyebilecekleri bir ortam hazırlanmıştır. Çakallı Taşhan’ın bitiş tarihi 16.08.2012’dir. Ladik Gölü ve Kuş Bahçesi Ladik Ovasında 870 hektar alana yayılmış bulunan ve ilçenin ekolojik zenginlik kaynağı olarak varlığını idame ettirmekte olan Ladik Gölü, doğal bir göl olup bünyesinde turna, tatlı su levreği, tahta balığı, sazan ve kızıl kanat gibi balık türlerini barındırmaktadır. Bu balıkların hepsi çok lezzetli olmakla birlikte en meşhur lezzetli olanları turna ve tatlı su levreği çeşitleridir.Kuş gözlemlerinde tespit edilen alabalıkçıl, küçük ak balıkçıl, gece balıkçılı, kara leylek, yeşilbaş, uzun bacak, kız kuşu, yeşil düdükçün, karabaş martı, gümüş martı, sumru, küçük sumru, ak kanatlı sumru, kaya güvercini, tepeli koygar, tarla kuşu, kızıl sırtlı örümcek kuşu, boğmaklı ardıç kuşu ve turna türleri vardır.Göl, barındırdığı balıkların  ve kuşların yanı sıra dünyada eşine az rastlanır üzerinde yüzen adaları ile (torf) son derece ilgi çekicidir. Gölde yelkenli yarışları da yapılabilmektedir. Nebiyan Yaylası 1224 metre rakımla bölgenin en yüksek dağı konumunda olan Nebiyan Yaylası, aynı zamanda ilimizdeki 7 turizm ‎bölgesinden biri konumundadır. Yeşilin her tonunun, şelalelerinin ve temiz havanın ziyaretçileri karşıladığı bu doğal ‎güzelliğe ulaşmak için 19 Mayıs ilçe merkezinden tabelaları takip etmeniz yeterli olacaktır.‎ Garpukale Salıpazarı ilçesi, Konakören Köyü, Garpu Mevkii, Ada 202, parsel 1 de bulunan ormanlık saha içerisinde  yer alan ve halk arasında Amazon Kalesi olarak bilinen Garpu Kale  genel olarak açık hava tapınağı ve   Phryg  Kaya Altarları özeliği göstermektedir. Phryg kaya altarları özellikle yüksek platolar, şehir ve kale girişleri, su kenarları, akarsuların suladığı bereketli  ovalara doğru bakan  kayalıklar üzerinde yer almaktadır. Yeşil Irmağın (İris) suladığı ve küçüklü büyüklü  bir çok akarsu ile beslenen Çarşamba Ovasına hakim noktada  konumlanmış  Garpu Kale kaya  altarında tanrıça Kybele, çiftçileri ve verimli ovaları korumakta ve böylece ovanın her noktasından görünen kült merkezine tapınım aralıksız devam edebilmektedir.  Garpu Kale açık hava tapınağı/kaya altarına Konakören- Esat çiftliği köylerini birbirine bağlayan stabilize yoldan orman içerisine ayrılan ve doğu yönde ilerleyen patika yoldan gidilir. Düzgün ve çok dar olmayan patikanın Garpu Kaleye 500 m. mesafesinde Ardıç pınarı olup, mevcut yolun öteden beri kervan yolu güzergahı olduğu da bilinmektedir. Yaklaşık 2 km. lik bir yürüyüşle ana kayaların yer yer yontularak düzleştirildiği patikadan girişe ulaşılır. Kuzey yönde dar olarak çıkıntı yapan ana kaya kitlesi üzerine doğu–batı yönde konumlandırılarak kemer şeklinde oyulmuş olan kapı 1,45 cm. eninde ve 2,4 cm. boyundadır. Yel Değirmeni 1860'lı yıllarda Çırakman köyünde yaşayan Rumlar tarafından yapılan Karadeniz'in taş gövdeli tek tarihi yeldeğirmeni olma özelliğine sahip olan tarihi yapı Tekkeköy Belediyesi tarafınfan aslına uygun olarak restore edilerek turizmin hizmetine sunulmuştur. Her yıl binlerce yerli ve yabancı tristin ziyaret ettiği tarihi yel değirmeni ayrıca yeni evlenen çiftlerin resimlerini çektirdiği özel bir alandır.  Karadeniz’in tarihi tek yel değirmeni olma özelliğine sahip yapı Samsun’un Tekkeköy ilçesi Çırakman Mahallesi mezarlığı yanında bulunmaktadır. Terme Miliç Plajı ve Yalı Mahallesi Çamlığı Hem denize girmek, hem de gölgede denizden gelen hafif rüzgarla ferahlayıp piknik yapmak isteyenler için Mavi Bayrak ile ödüllendirilen Miliç Çamlığı biçilmiş kaftandır. Terme’nin Yalı Mahallesinden Akçay’a kadar uzanan Miliç Çamlığı ve masmavi denizin çamlarla birleştiği bu doğal plaj, yaz aylarında Terme ve çevre ilçelerden gelen günübirlikçi tatilcilerin gözdesi konumundadır. Karavan & Kamp alanına giriş ücreti 2021 yılı için 55Tldir. Kamp alanında cankurtaran, ilkyardım, kafeterya, wc-duş, elektrik-su gibi temel ihtiyaçların yanısıra çeşitli eğlence alanları da bulunmaktadır. Önü kumsal, arkası çamlık olan bölgede hem çadır hem de karavanlar için düzenlenmiş geniş bir kamp alanı da yer alıyor. KUNDUZ ORMANLARI Orta Karadeniz Bölümünde  “dağ turizmi” için ideal mekanlardan biri de Kunduz Dağı ve ormanlık alanıdır. Burası halk arasında  “Kunduz Ormanları”  ya da  “Kunduz Yaylası” olarak da tanınmaktadır. Buraya yaz aylarında ormanın temiz havasından yararlanmak, dinlenmek ve piknik yapmak amacıyla çoğunlukla yakın çevre illerden insanlar gelmektedirler. Kunduz Dağı ile Vezirköprü arasında; havza tabanı, platoluk alanlar ve dağlık alanlar olmak üzere üç morfolojik ünite ayırt edilebilmektedir.   
I. Dünya Savaşı yıllarında ticaretin felce uğradığı Samsun, 1915 yılında Rus savaş gemileri tarafından topa tutuldu. Mondros Mütarekesi'nden sonra ise şehir, 4000 kişilik bir İngiliz-Hint kuvveti tarafından işgal edildi.

 SAMSUN İLİNİN TARİHİ 

Samsun Haber - Samsun'un tarihine göz attığımızda, bölgenin ilk yerleşimcilerinin MÖ 7000'li yıllarda var olduğunu görmekteyiz. İlk olarak Hititler'in egemenliğine giren Samsun, zamanla Pers, Roma ve Bizans gibi çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptı. 1071 yılında Selçuklu Türkleri tarafından fethedilen şehir, 1392 yılında Candaroğulları Beyliği'nin hakimiyetine girdi.

Osmanlı İmparatorluğu ise Samsun'u 1461 yılında egemenliği altına alındı. Osmanlı döneminde Samsun, Yıldırım Bayezıd devrinde, yani 14. yüzyılın sonlarında hakimiyet altına alındı.

Kubadoğulları'nın elindeki Müslüman Samsun, 1398 yılında Yıldırım Bayezıd tarafından fethedildi. Şehrin yönetimi, Bulgar Kralı "Şiman"ın müslümanlığı kabul eden oğlu Aleksandr'a (İskender Paşa) verildi. Ancak, Ankara Savaşı'nda (1402) Yıldırım Bayezıd'ın yenilmesi sonucunda Timur'un ordusu tarafından bu bölge yağmalandı.

Osmanlı’ya Katılışı

Samsun, bir süre Yıldırım'ın oğlu Emir Süleyman'ın, ardından da 1439'da İsfandiyaroğulları'nın kontrolü altına girdi. Batı kısmı ise Sultan Çelebi Mehmed tarafından alındı (1419) ve Kara Samsun olarak bilinir. Osmanlı hakimiyetine geçtikten sonra Samsun, "Canik Sancağı" adıyla Rum (Sivas) Eyaleti'ne bağlı bir sancak olarak idari teşkilata dahil edildi.

XVII. yüzyıl başlarında deniz yoluyla gelen Kazaklar'ın saldırısına maruz kalan Samsun, bakımsız durumda olan kalesinin tamir edilmesi ve içine muhafız atanmasıyla güvenli hale getirildi.

1645 yılında ziyaret eden Evliya Çelebi, Samsun'un halkının gemicilik ve kendircilikle uğraştığını, kalenin deniz kıyısında sağlam bir yapıya sahip olduğunu ve şehrin lezzetli suyu bulunduğunu belirtti. Aynı dönemde, Samsun'un gemi palamarları için kullanılan kendir ipi üretiminde dünya genelinde önemli bir rol oynadığına dikkat çekti.

Samsun, XVIII. yüzyılın ortalarında ticari önemini kaybetse de, XIX. yüzyıl ortalarında tütün ekiminin yaygınlaşması ve buharlı gemi işletiminin artmasıyla yeniden gelişmeye başladı. Ancak, 1869 yangını şehri neredeyse tamamen kül haline getirse de, kısa sürede kalkındı.

I. Dünya Savaşı Yılları

I. Dünya Savaşı yıllarında ticaretin felce uğradığı Samsun, 1915 yılında Rus savaş gemileri tarafından topa tutuldu. Mondros Mütarekesi'nden sonra ise şehir, 4000 kişilik bir İngiliz-Hint kuvveti tarafından işgal edildi.

Milli Mücadele sırasında bu kuvvetler memleketi terk etti. Samsun, demiryolu inşasının düşünüldüğü dönemlerde ticaretin tekrar canlanması ve XIX. yüzyıl ortalarından itibaren gelişen tütün ekimi ile önemli bir liman haline geldi.

Samsun, yüzyılın sonlarına doğru önemli bir sanayi ve ticaret merkezi haline geldi. Limanının etkisiyle önemli bir ticaret merkezi olan şehir, aynı zamanda Anadolu'nun batısını Karadeniz'e bağlayan demiryolu hattı sayesinde stratejik bir öneme sahip olmuştur.

Cumhuriyet Dönemi

Cumhuriyet döneminde Samsun-Sivas demiryolu inşası öncelikli bir proje olarak ele alındı ve hattın ilk 50 kilometrelik kısmı 1926 yılında hizmete açıldı. Demiryolu ağı, 1932'de Sivas'a kadar uzatıldı. 1933 yılında ise Samsun ile Çarşamba arasında 39 kilometrelik bir demiryolu daha yapıldı. Bu demiryolu ve karayolu projeleriyle birlikte Samsun, Karadeniz illerinin Anadolu'ya bağlanan önemli bir çıkış noktası haline geldi.

Samsun'un konumunu ve önemini daha da artırmak amacıyla, önceki girişimlerden sonuç alınamamıştı. Bir şirket 1953 yılında bu projeyi üstlenerek 1960'ta dalgakıran ve rıhtımların inşasını tamamladı. Samsun Limanı, daha sonraki yıllarda yapılan eklemelerle birlikte önemli miktarda yük alma ve boşaltma işlemlerinin yapılabildiği bir liman haline geldi.

SAMSUN'DA GEZİLECEK YERLER 

Ahşap Camiler

Samsun’un Türkler tarafından alınması ile başlayan Türk-İslam Dönemi iskan faaliyetlerinde külliyelerin birer parçası olan camiler önemli bir yer tutar. Devirlerinin kültürel mimari zevklerinin iklimsel özelliklerle yoğrulduğu camilerde binlerce yıl önceye ait İslam öncesi Türk mimari ve süsleme unsurlarını bulmak mümkündür. Samsun’un Türkler tarafından alınmasıyla başlayan mimari-iskan faaliyetlerinde önemli bir yer tutan dini mimari, gerek tek başlarına gerekse külliyeler halinde devirlerinin kültür-medeniyet seviyelerinin göstergeleri olarak baş tacı olmuşlardır.

Bölgesel ve iklimsel özelliklere göre farklılık göstermektedir. Samsun ahşap mimarisinin inşası esnasında yapı malzemesi tercihinde yine bölgesel flora ile iklimsel özellikler etkili olmuş ve sağlamlık, uzun süreli dayanıklılık, neme direnç  gibi özellikler ön planda tutulmuştur. Karadeniz’in zengin florası seçenekleri artırmış, ölçüleri itibari ile yekpare olarak kullanım imkanı veren  Kestane, Pelit, bazı Çam cinsleri ve Kara Ağaç en çok kullanılan ahşap yapı malzemeleri olmuş, süslemede ise işlenmesi kolay olan ceviz ağacı tercih edilmiştir.

Genel olarak çantı tekniğini kısaca tanımlarsak, çiviye gerek duyulmayan, kabaca yontulmuş ağaç gövdeleri veya çapları yer yer 30-35 cm civarında olan tomrukların alt ve üst kısımlarının düzgünleştirilerek birbirinin üzerine giydirildiği, köşelerde çeşitli tekniklerde geçmelerle birbirine kenetlendiği, ahşap direk ve kirişler ile iki taraflı çatılmış tavandan (kırma çatı) oluşan yapıları tanımlamakta, işçilik ise dönem ve ekonomi ile paralel olarak değişiklik göstermektedir. Bölge ahşap camilerinde köşe bağlantılarında genellikle Kurt Boğazı geçme tercih edilirken az sayıda örnekte Çalma Boğaz geçme yöntemi kullanılmıştır.


Görüldüğü gibi ahşap camilerin Anadolu’da yoğun olarak inşa edildiği  bölgelerin başında Karadeniz Bölgesi gelmektedir. Samsun, 123 adet ahşap cami ile bölge içerisinde başı çekmektedir. Alaçam ilçesinde ise on bir tane ahşap cami tescil edilmiştir. Bu camilerden bazıları Uzunkıraç, Şirinköy, Aşağıkoçlu, Pelitbükü Ekleş, Gümüşova, Pelitbüküsekecek, Pelitbükühasırlık Ahşap Camileri, Kalukdemirci ve Kalukkaraçukur Köylerinde bulunan ahşap camilerdir. İlçemizde bulunan camiler 19-20.yüzyıl Salıpazarı, Ayvacık, Alaçam, Yakakent, Tekkeköy ve Bafra Camileri ile aynı grupta değerlendirilmektedir.

Alaçam ilçesi, ahşap mimari bakımından oldukça zengindir. Ahşap sivil mimari yapıları ve dini yapılar günümüzde hala kullanılmaktadır. Ahşap mimari son dönemlerde bilim insanlarının, turizmcilerin, doğa sporlarıyla ilgilenenlerin, fotoğrafçıların ve yazılı-görsel basının dikkatini çekmektedir. İlçemizdeki ahşap eserlerin korunma ve tanıtımlarının sağlanması ve gelecek nesillere aktarılması hususunda çalışmalar devam etmektedir.

Ayaklıalan Kilisesi

Samsun'un Asarcık İlçesine bağlı, Ayaklıalan Köyü'nde köyün ortasında etrafa hakim bir tepe üzerinde yer alan kilise, 10x10 m ölçülerinde olup kare planlıdır. 19. yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilen kilise, doğa koşulları ve insan eliyle büyük ölçüde tahrip edilmiştir.

Kilisenin çatısı çökmüş ancak beden duvarları oldukça sağlam durumdadır. Apsisindeki ve güney duvarındaki renkli süslemelerin hala canlılığını koruduğu görülür.

Çobanlı İskelesi

Çobanlı Halk İskelesi, 22 Haziran 2016'da hizmete açılmıştır. Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin şehir merkezi ve iskele arasında çalıştırdığı yolcu gemisi vasıtasıyla, vatandaşların denizden daha fazla istifade edebilmeleri için inşa edilmiştir. İskelede şık ve modern bir kafeterya da hizmet vermektedir.
400 metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğindeki iskele sadece olta balıkçılarının değil, mutlu anlarını ölümsüzleştirmek isteyenlerin de uğrak yerleri arasında yer almaktadır. İskeleye gelen yüzlerce insan, fotoğraf çektirip öz çekim yaparken akşamları da kafeteryanın panoramik görüntüsüyle sohbete kaldıkları yerden devam ediyor.

Adres: Çobanlı İskelesi Cumhuriyet Mah. Adnan Menderes Blv. Atakum/Samsun

Gezi tekneleri

Ayvacık İlçesi, Suat Uğurlu Baraj Gölü üzerinde, misafirlerin Eynel Köprüsü ile Kirazlık Adası arasında gezmeleri için Samsunum 2 Gemisi ve küçük ölçekteki gezi teknesi hizmet vermektedir.Bununla birlikte geminin yanaşması için ilçemizin iki noktasında, Orhangazi Mahallesi ve Kirazlık Adası, iskele bulunmaktadır.

Kuş Cenneti

Kızılırmak Deltası, 56 bin hektar genişliğinde irili ufaklı 20 adet göl ile büyük bataklık ve sazlık alanlardan oluşması, çok büyük bir alana sahip olması ve de barındırdığı kuş sayısı bakımından yalnızca Türkiye için değil, aynı zamanda tüm dünya ekolojisi için büyük öneme sahiptir. Yaban hayatı geliştirme sahası olarak ilan edilen bu alan 19 Mayıs, Bafra ve Alaçam ilçelerini kapsamaktadır. Doğal özellikleri büyük ölçüde korunabilmiş, ülkemizin Karadeniz kıyısındaki tek sulak alandır. Kızılırmak Deltası, göç sırasında Karadeniz'i doğrudan aşan kuş türleri için yaşamsal önem taşımaktadır. Batı Palaearktik bölge içerisinde yaklaşık 1100 kuş türü yaşamakta olup bu türlerin %40'ı, yani yaklaşık 460 çeşidi, Türkiye'de belirlenmiştir. Bu bölgedeki kuş türlerinin ise yaklaşık %35'i Kızılırmak Deltası'nda tespit edilmiş olup yaklaşık %15'i de burada üremektedir.

Gölalan Şelaleleri

Şehir merkezine yaklaşık 15 km mesafede Canik ilçesi sınırları içerisinde yer alan Gölalan Köyü'nde bulunan şelaleler, ziyaretçilerine harika bir manzara sunmaktadır. Dere yatağında bulunan şelalelere patika bir yoldan ulaşılmaktadır.  

Tarihi Gelin Hamamı

17 ve 18. yüzyıllar Osmanlı dönemine ait olan hamam, Yeşilırmak kenarında imara kapalı bir alanda yer alıp üç oda ve bir soyunma odasından oluşmaktadır. Üç odanın üstü delikli bir kubbeyle örtülü olup soyunma odasının çöken kısmı sonradan kapatılmıştır. 

Kaplıcalar Bölgesi

Havza, kaplıcalarıyla termal turizmde öne çıkan ve yeni yatırımlar yapılarak potansiyelini daha yukarılara çıkarabilecek ilçemizdir. Kaplıca sularının, romatizma hastalıkları başta olmak üzere kadın hastalıkları, sinirsel hastalıklar, eklem hastalıkları ve kireçlenme gibi hastalıkların tedavisinde olumlu etki yaptıkları tıbbi olarak kanıtlanmış olması bu yönden büyük önem taşımaktadır. Havza’nın termal su varlığını değerlendirmek üzere Samsun Valiliği ve Havza Belediyesi tarafından Termal Su Yönetim Birliği kurulmuştur. Birliğe Bekdiğin ve Ilıca Belediyeleri de üye olmuştur. Birliğin çalışmaları kapsamında Havza Hamamayağı jeotermal havzası, Bekdiğin Ilıca ve Karameşe Bölgelerinde jeotermal, jeolojik ve jeofizik çalışmaları tamamlanarak termal su potansiyeli belirlenmiştir. Sağlık turizmiyle beraber düşünebileceğimiz termal turizmi ilimizde şimdiye kadar daha çok iç turizme yönelik hizmet vermişse de dış turizme yönelik çalışmalar hızla gelişim göstermektedir. Termal turizmde Havza kaplıcaları ve Ladik Hamamayağı kaplıcalarından yılda yaklaşık 200.000 kişi yararlanmaktadır.

Bedestan Çarşısı

Şehir merkezinde bulunan yapı, uzunca bir sokağın sağ ve soluna karşılıklı dizilmiş dükkanlar ve aralardaki kapılardan oluşur ve mimari tarzıyla arasta tanımına uymaktadır. Yapının kitabesi bulunmadığından kesin yapım tarihi bilinmemekle beraber 1807 ile 1818 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Bedesten toplam 40 adet hala hizmet veren dükkandan meydana gelmiştir.

Taşhan

Mustafa Kemal Atatürk'ün 25 Mayıs 1919 günü Samsun'dan Havza'ya giderken izlediği Ata Yolu üzerinde bulanan 800 yıllık tarihi Çakallı Han, Karadeniz ticaret kervan yolunun önemli menzillerinden birisidir. 13. yüzyılda inşa edilen yapı, Selçuklu Kervansaraylarının Samsun'daki tek örneğidir. Taşınmaz ortada daha yüksek tonozlu bir mekan ile yanlarda yine tonozlu olan 2 mekandan oluşan üç bölümlü bir yapıdır.

Giriş yüksek bir kapı açıklığından sağlanmaktadır. Cephe tamamen düzgün kesme taştan ve harçsız olarak yapılmıştır ancak duvardaki tahribattan bu tabakanın kaplama olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü alttaki tabakada moloz taş ve harç kullanılarak yapılmış duvar örgüsü yer almaktadır. Ortadaki büyük tonozlu mekanın içi de düzgün kesme taştan yapılmıştır.

Yapı, plan özelliği yönüyle karma tip hanlar grubuna girer. Yapı; kapalı avlusu, taş tezyinatlı portalı, payelerle desteklenmiş beşik tonoz ve üç sahınlı planı ile Selçuklu Dönemi Kervansarayı özellikleri taşır. Yapı 1650 yılında onarım geçirmiş ve yapıya Osmanlı Dönemi özellikleri taşıyan mimari öğeler eklenmiştir. Yapının giriş portalının yanındaki yarım yıldız süslemeleri bu durumu kanıtlayan bir özelliktir. Hanın ayakta kalan kapalı bölümünün önünde yıkılmış bir avlu daha olduğu düşünülmektedir. Taşhan’ın restorasyon çalışmaları 19.08.2011 tarihinde başlamıştır. İçerisinde tarihi yapıları bozmadan restoran yapılmıştır. Ailelerin rahatça oturup yemek yiyebilecekleri bir ortam hazırlanmıştır. Çakallı Taşhan’ın bitiş tarihi 16.08.2012’dir.

Ladik Gölü ve Kuş Bahçesi

Ladik Ovasında 870 hektar alana yayılmış bulunan ve ilçenin ekolojik zenginlik kaynağı olarak varlığını idame ettirmekte olan Ladik Gölü, doğal bir göl olup bünyesinde turna, tatlı su levreği, tahta balığı, sazan ve kızıl kanat gibi balık türlerini barındırmaktadır. Bu balıkların hepsi çok lezzetli olmakla birlikte en meşhur lezzetli olanları turna ve tatlı su levreği çeşitleridir.Kuş gözlemlerinde tespit edilen alabalıkçıl, küçük ak balıkçıl, gece balıkçılı, kara leylek, yeşilbaş, uzun bacak, kız kuşu, yeşil düdükçün, karabaş martı, gümüş martı, sumru, küçük sumru, ak kanatlı sumru, kaya güvercini, tepeli koygar, tarla kuşu, kızıl sırtlı örümcek kuşu, boğmaklı ardıç kuşu ve turna türleri vardır.Göl, barındırdığı balıkların  ve kuşların yanı sıra dünyada eşine az rastlanır üzerinde yüzen adaları ile (torf) son derece ilgi çekicidir. Gölde yelkenli yarışları da yapılabilmektedir.

Nebiyan Yaylası

1224 metre rakımla bölgenin en yüksek dağı konumunda olan Nebiyan Yaylası, aynı zamanda ilimizdeki 7 turizm ‎bölgesinden biri konumundadır. Yeşilin her tonunun, şelalelerinin ve temiz havanın ziyaretçileri karşıladığı bu doğal ‎güzelliğe ulaşmak için 19 Mayıs ilçe merkezinden tabelaları takip etmeniz yeterli olacaktır.‎

Garpukale

Salıpazarı ilçesi, Konakören Köyü, Garpu Mevkii, Ada 202, parsel 1 de bulunan ormanlık saha içerisinde  yer alan ve halk arasında Amazon Kalesi olarak bilinen Garpu Kale  genel olarak açık hava tapınağı ve   Phryg  Kaya Altarları özeliği göstermektedir. Phryg kaya altarları özellikle yüksek platolar, şehir ve kale girişleri, su kenarları, akarsuların suladığı bereketli  ovalara doğru bakan  kayalıklar üzerinde yer almaktadır. Yeşil Irmağın (İris) suladığı ve küçüklü büyüklü  bir çok akarsu ile beslenen Çarşamba Ovasına hakim noktada  konumlanmış  Garpu Kale kaya  altarında tanrıça Kybele, çiftçileri ve verimli ovaları korumakta ve böylece ovanın her noktasından görünen kült merkezine tapınım aralıksız devam edebilmektedir. 

Garpu Kale açık hava tapınağı/kaya altarına Konakören- Esat çiftliği köylerini birbirine bağlayan stabilize yoldan orman içerisine ayrılan ve doğu yönde ilerleyen patika yoldan gidilir. Düzgün ve çok dar olmayan patikanın Garpu Kaleye 500 m. mesafesinde Ardıç pınarı olup, mevcut yolun öteden beri kervan yolu güzergahı olduğu da bilinmektedir. Yaklaşık 2 km. lik bir yürüyüşle ana kayaların yer yer yontularak düzleştirildiği patikadan girişe ulaşılır. Kuzey yönde dar olarak çıkıntı yapan ana kaya kitlesi üzerine doğu–batı yönde konumlandırılarak kemer şeklinde oyulmuş olan kapı 1,45 cm. eninde ve 2,4 cm. boyundadır.

Yel Değirmeni

1860'lı yıllarda Çırakman köyünde yaşayan Rumlar tarafından yapılan Karadeniz'in taş gövdeli tek tarihi yeldeğirmeni olma özelliğine sahip olan tarihi yapı Tekkeköy Belediyesi tarafınfan aslına uygun olarak restore edilerek turizmin hizmetine sunulmuştur. Her yıl binlerce yerli ve yabancı tristin ziyaret ettiği tarihi yel değirmeni ayrıca yeni evlenen çiftlerin resimlerini çektirdiği özel bir alandır.  Karadeniz’in tarihi tek yel değirmeni olma özelliğine sahip yapı Samsun’un Tekkeköy ilçesi Çırakman Mahallesi mezarlığı yanında bulunmaktadır.

Terme Miliç Plajı ve Yalı Mahallesi Çamlığı
Hem denize girmek, hem de gölgede denizden gelen hafif rüzgarla ferahlayıp piknik yapmak isteyenler için Mavi Bayrak ile ödüllendirilen Miliç Çamlığı biçilmiş kaftandır. Terme’nin Yalı Mahallesinden Akçay’a kadar uzanan Miliç Çamlığı ve masmavi denizin çamlarla birleştiği bu doğal plaj, yaz aylarında Terme ve çevre ilçelerden gelen günübirlikçi tatilcilerin gözdesi konumundadır.
Karavan & Kamp alanına giriş ücreti 2021 yılı için 55Tldir. Kamp alanında cankurtaran, ilkyardım, kafeterya, wc-duş, elektrik-su gibi temel ihtiyaçların yanısıra çeşitli eğlence alanları da bulunmaktadır. Önü kumsal, arkası çamlık olan bölgede hem çadır hem de karavanlar için düzenlenmiş geniş bir kamp alanı da yer alıyor.

KUNDUZ ORMANLARI

Orta Karadeniz Bölümünde  “dağ turizmi” için ideal mekanlardan biri de Kunduz Dağı ve ormanlık alanıdır. Burası halk arasında  “Kunduz Ormanları”  ya da  “Kunduz Yaylası” olarak da tanınmaktadır. Buraya yaz aylarında ormanın temiz havasından yararlanmak, dinlenmek ve piknik yapmak amacıyla çoğunlukla yakın çevre illerden insanlar gelmektedirler.  Kunduz Dağı ile Vezirköprü arasında; havza tabanı, platoluk alanlar ve dağlık alanlar olmak üzere üç morfolojik ünite ayırt edilebilmektedir. 

 

Habere ifade bırak !
Haberle İlişkili Haber
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.