Türkiye siyaseti, son yıllarda öyle bir sahneye döndü ki, artık her gün yeni bir kavramla tanışıyoruz...
Kimisi hukuk sözlüğünden, kimisi de haber bültenlerinden düşmüyor...
Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, irtikap, casusluk, sahte diploma, kara para vs..vs..vs..
Sanki her biri ayrı bir televizyon dizisinin bölümü gibi...
Her gün başka bir “skandal” yayına giriyor, ertesi gün daha büyük birinin fragmanı düşüyor...
Derken sahneye bir isim çıkıyor: Ekrem İmamoğlu...
Bir kesim için “umut”, bir kesim için “tehdit”.
Ama kesin olan bir şey var: İmamoğlu, siyasetin dilini değiştirdi. Artık bir belediye başkanından değil, neredeyse bir “trend belirleyici”den söz ediyoruz...
Orta da gözle görülür elle tutulur tek bir proje yokken bir adamın peşine bu denli niye düşülür...
Uzun bir listede yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, irtikap, casusluk, sahte diploma, kara para artık İmamoğlu’nun adı ile anılıyor...
Bunların sadece birini iktidar belediyesi yapmış olsa tencere tava havalarda uçuşurdu oysa ki...
Ama iş İmamoğlu'na gelince bir aklama paklama operasyonu ile karşı karşıya kaldığımız bir gerçek...
Bu ülkede siyaset uzun zamandır kirli bir arenaya dönmüş durumda...
Gerçek şu ki İmamoğlu ile bu iş ayyuka çıktı...
CHP'de bu işleri ne gördük ne duyduk...
Adamın aklını alırlardı vesselam...
Şimdi ise aklını kiraya verenlerin sahnesiyle karşı karşıyayız...
Her şey apaçık ortada iken halen İmamoğlu deniliyorsa bunun adı sadece ve sadece Erdoğan düşmanlığıdır...
Erdoğan'a düşmanlığı tamam da memlekete bu düşmanlık niye be kardeşim...