Samsun Tarihi

Samsun-Haber (SHA) - Samsun Haber Ajansı | 03.06.2022 - 12:09, Güncelleme: 28.12.2023 - 18:18
 

Samsun Tarihi

Samsun’un tarihi, tarih öncesi dönemden Eski Taş Çağına kadar uzanmakla birlikte ilk yerleşik topluluğun izlerine 7 bin yıl önce rastlandığı öne sürülmektedir.
Samsun’a ilk yerleşen topluluk MÖ 5000-3500 yılları arasında Kaşkalar’dır. Kaşkaların ardından Hitit dönemini yaşayan Samsun şehri bir süre sürekli farklı topluluklara ev sahipliği etmiş ve MÖ 546 yılından itibaren Pers hakimiyetine girmiştir. Persler ’in ardından Makedonya, Pontus, Roma ve Bizans egemenliğinde kalan Samsun bir süre sonra Ceneviz kolonisi haline gelmiştir. Daha sonra Osmanlı Devleti sınırlarına alınan Samsun Cumhuriyet’in ilanına dek Türk toplumunun bir parçası haline gelmiştir ve hala bu durum devam etmektedir. Samsun Adının Kaynağı Nedir? Önceleri Yunanca “Amisos” kelimesinden geldiği iddia edilen Samsun adının sonrasında Palaskça dilinden geldiği kabul edilmiştir. Bu nedenden Amisos değil Amasia gibi Anadolu kökenli bir dilden geldiği düşünülmektedir. Roma İmparatoru Pompeius M.Ö 64 yılında Amisos’a geldiği zaman şehrin adını Pompeiopolis’e çevirmek istemiş fakat bu isim kalıcılık sağlayamayarak Amisos adını korumuştur. Bugün kullanılan “Samsun” adının ortaya çıkışı Türkler’in egemenliğinden sonra başlamıştır. Batı kaynaklarında “Sampson” olarak geçmektedir. Hem Sampson ve Samsun isimlerinin Amisos’tan geldiği kabul görmektedir. Osmanlı Dönemi’nde şehrin adı Samsun olarak geçmekle beraber sancak adı olan Canik’in de kullanıldığı göze çarpmaktadır. Cumhuriyet’in ilanından sonra gelen idari düzenlemeler ile şehrin adı Samsun olarak kalıcı bir hale gelmiştir. Başlangıç: Tarih Öncesi Dönem’de Samsun Samsun’daki yerleşim geçmişi Eski Taş Çağı Dönemi’ne dek uzanır. Karadeniz Bölgesi’nde keşfedilen Tekkeköy Mağaraları’nın o bölgenin en eski yerleşimi olduğu bilinmektedir. Dünyanın en eski sekizinci, Türkiye’nin ise en eski üçüncü yerleşim yeri olduğu tahmin edilmektedir. Mağara yerleşkesi içinde yaşayan bu insanlar henüz bir topluluk bilinci geliştirememeleri sebebiyle üretkenliğe başlayamamışlardır. Üretkenliğe geçemedikleri karanlık çağların ardından Anadolu’ya gelen Kaşkalar MÖ 3500’lü yıllarda Mert Irmağı kenarında, adı günümüzde Dündartepe Höyüğü olarak geçen yerde bir site oluşturmuşlardır. Bu yerleşim yerindeki kazılar sonucu en eski yerleşim izlerinin Bakır Çağı’na ait olduğu saptanmıştır. Devam eden kazılar ve araştırmalar sonucu Kale Doruğu Höyüğü ve İkiztepe Köyüğü olarak bilinen yerleşim yerlerinde kentin köy tipinde olduğu ve küçük topluluklar tarafından kurulduğu söylenmiştir. Köy tipi yerleşkelerinde ahşap evlerde yaşayan toplulukların hayvancılık, avcılık ve balıkçılık yaparak geçindiği; bakırdan silah, takı yapabildikleri ve deri işleyebildikleri saptanmıştır. Ayrıca mezarlıklarda yapılan kazılar sonucu toplulukların ölülerini kullandıkları eşyalar ile gömdüğünün bildirilmesi sonucu topluluların yaşamdan sonraki hayata inandıkları varsayılmaktadır. Türk Egemenliği Altında Samsun Selçuklu Dönemi’nden itibaren Türk egemenliği altında kalmaya devam eden Samsun’un 1178 yılında II. Kılıçarslan Dönemi’nde Anadolu topraklarına alınmasıyla başlayan Türk Egemenliği Türkiye Cumhuriyeti Dönemi dahil olmak üzere devam etmektedir. Uzun yıllar Osmanlı Devleti topraklarında kalan Samsun, “Canik Sancağı” adıyla Rumiye-i Suğra Beylerbeyliğinin bir vilayetiydi. Tanzimat Dönemi sonrası Travson vilayetinin 4 sancağından biri olmuştur ve 6 kazası vardır. Osmanlı Devleti toprakları altında kaldığı süre içinde Samsun, Sinop ve Trabzon limanları yanında ikinci dereceden bir Karadeniz limanı haline gelmiştir. Şehirde askeri ve sivil tersaneler bulunmaktaydı. Anadolu’ya açılan bir kıyı şehri olarak bilinmektedir. Millî Mücadele Dönemi’nde ise Samsun’un yeri yadsınamaz bir derecede rol oynamaktadır. 19 Mayıs 19191 yılında Mustafa Kemal Paşa’nın ordu müfettişi olarak Samsun’a ayak basmasıyla Milli Mücadele’nin başlaması bunun apaçık bir göstergesidir. Bunun yanında Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kentte yaşanan tehlikelerin sona ermesi sonrasında 20 Ağustos 1921’de Saathane Meydan’ında miting düzenlemesi ve mevcut durum hakkında konuşmalar yapıldıktan sonra Ankara Hükümeti’ne olan bağlılığı ile ilgili telgraf çekmesi öneminin ikinci bir göstermesi olarak görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu sonrası Samsun 1924’te il olmuş ve 1932’de demiryolunun gelişi ile güneye bağlanmıştır. Samsun limanı, yeni tesislerle Karadeniz’in en önemli limanlarından biri olma ayrıcalığına sahiptir.
Samsun’un tarihi, tarih öncesi dönemden Eski Taş Çağına kadar uzanmakla birlikte ilk yerleşik topluluğun izlerine 7 bin yıl önce rastlandığı öne sürülmektedir.

Samsun’a ilk yerleşen topluluk MÖ 5000-3500 yılları arasında Kaşkalar’dır. Kaşkaların ardından Hitit dönemini yaşayan Samsun şehri bir süre sürekli farklı topluluklara ev sahipliği etmiş ve MÖ 546 yılından itibaren Pers hakimiyetine girmiştir.

Persler ’in ardından Makedonya, Pontus, Roma ve Bizans egemenliğinde kalan Samsun bir süre sonra Ceneviz kolonisi haline gelmiştir. Daha sonra Osmanlı Devleti sınırlarına alınan Samsun Cumhuriyet’in ilanına dek Türk toplumunun bir parçası haline gelmiştir ve hala bu durum devam etmektedir.

Samsun Adının Kaynağı Nedir?

Önceleri Yunanca “Amisos” kelimesinden geldiği iddia edilen Samsun adının sonrasında Palaskça dilinden geldiği kabul edilmiştir. Bu nedenden Amisos değil Amasia gibi Anadolu kökenli bir dilden geldiği düşünülmektedir. Roma İmparatoru Pompeius M.Ö 64 yılında Amisos’a geldiği zaman şehrin adını Pompeiopolis’e çevirmek istemiş fakat bu isim kalıcılık sağlayamayarak Amisos adını korumuştur.

Bugün kullanılan “Samsun” adının ortaya çıkışı Türkler’in egemenliğinden sonra başlamıştır. Batı kaynaklarında “Sampson” olarak geçmektedir. Hem Sampson ve Samsun isimlerinin Amisos’tan geldiği kabul görmektedir. Osmanlı Dönemi’nde şehrin adı Samsun olarak geçmekle beraber sancak adı olan Canik’in de kullanıldığı göze çarpmaktadır. Cumhuriyet’in ilanından sonra gelen idari düzenlemeler ile şehrin adı Samsun olarak kalıcı bir hale gelmiştir.

Başlangıç: Tarih Öncesi Dönem’de Samsun

Samsun’daki yerleşim geçmişi Eski Taş Çağı Dönemi’ne dek uzanır. Karadeniz Bölgesi’nde keşfedilen Tekkeköy Mağaraları’nın o bölgenin en eski yerleşimi olduğu bilinmektedir. Dünyanın en eski sekizinci, Türkiye’nin ise en eski üçüncü yerleşim yeri olduğu tahmin edilmektedir. Mağara yerleşkesi içinde yaşayan bu insanlar henüz bir topluluk bilinci geliştirememeleri sebebiyle üretkenliğe başlayamamışlardır.

Üretkenliğe geçemedikleri karanlık çağların ardından Anadolu’ya gelen Kaşkalar MÖ 3500’lü yıllarda Mert Irmağı kenarında, adı günümüzde Dündartepe Höyüğü olarak geçen yerde bir site oluşturmuşlardır. Bu yerleşim yerindeki kazılar sonucu en eski yerleşim izlerinin Bakır Çağı’na ait olduğu saptanmıştır.

Devam eden kazılar ve araştırmalar sonucu Kale Doruğu Höyüğü ve İkiztepe Köyüğü olarak bilinen yerleşim yerlerinde kentin köy tipinde olduğu ve küçük topluluklar tarafından kurulduğu söylenmiştir.

Köy tipi yerleşkelerinde ahşap evlerde yaşayan toplulukların hayvancılık, avcılık ve balıkçılık yaparak geçindiği; bakırdan silah, takı yapabildikleri ve deri işleyebildikleri saptanmıştır. Ayrıca mezarlıklarda yapılan kazılar sonucu toplulukların ölülerini kullandıkları eşyalar ile gömdüğünün bildirilmesi sonucu topluluların yaşamdan sonraki hayata inandıkları varsayılmaktadır.

Türk Egemenliği Altında Samsun

Selçuklu Dönemi’nden itibaren Türk egemenliği altında kalmaya devam eden Samsun’un 1178 yılında II. Kılıçarslan Dönemi’nde Anadolu topraklarına alınmasıyla başlayan Türk Egemenliği Türkiye Cumhuriyeti Dönemi dahil olmak üzere devam etmektedir. Uzun yıllar Osmanlı Devleti topraklarında kalan Samsun, “Canik Sancağı” adıyla Rumiye-i Suğra Beylerbeyliğinin bir vilayetiydi.

Tanzimat Dönemi sonrası Travson vilayetinin 4 sancağından biri olmuştur ve 6 kazası vardır. Osmanlı Devleti toprakları altında kaldığı süre içinde Samsun, Sinop ve Trabzon limanları yanında ikinci dereceden bir Karadeniz limanı haline gelmiştir. Şehirde askeri ve sivil tersaneler bulunmaktaydı. Anadolu’ya açılan bir kıyı şehri olarak bilinmektedir.

Millî Mücadele Dönemi’nde ise Samsun’un yeri yadsınamaz bir derecede rol oynamaktadır. 19 Mayıs 19191 yılında Mustafa Kemal Paşa’nın ordu müfettişi olarak Samsun’a ayak basmasıyla Milli Mücadele’nin başlaması bunun apaçık bir göstergesidir.

Bunun yanında Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kentte yaşanan tehlikelerin sona ermesi sonrasında 20 Ağustos 1921’de Saathane Meydan’ında miting düzenlemesi ve mevcut durum hakkında konuşmalar yapıldıktan sonra Ankara Hükümeti’ne olan bağlılığı ile ilgili telgraf çekmesi öneminin ikinci bir göstermesi olarak görülmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu sonrası Samsun 1924’te il olmuş ve 1932’de demiryolunun gelişi ile güneye bağlanmıştır. Samsun limanı, yeni tesislerle Karadeniz’in en önemli limanlarından biri olma ayrıcalığına sahiptir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.