Samsun son yıllarda sağlık yatırımlarında büyük bir atılım yaptı. Yeni hastaneler, modern binalar, geniş acil servisler, son teknoloji cihazlar… Gerçekten de fiziki şartlar geçmişle kıyaslanamayacak kadar iyi. Temizlik, düzen, hizmet kalitesi bakımından birçok vatandaş memnun. Ama ne yazık ki, işin bir de randevu ve sıra sistemi boyutu var. İşte orada sistem tıkanıyor. Bir randevu almak adeta piyango kazanmak gibi. Sabahın erken saatlerinde uğraş, uygulamaya gir, sayfalar yenilenip dursun… Şanslıysanız birkaç gün ya da birkaç hafta sonrasına bir yer bulabiliyorsunuz. Bulamazsanız, “yarın tekrar deneyin” cevabını duymak artık sıradanlaştı. Diyelim ki bir şekilde randevuyu aldınız, hastaneye geldiniz. Sıra size gelene kadar sabırla bekliyorsunuz. Derken gözünüzün önünde birileri, tanıdık bir hemşireye, güvenliğe ya da görevliye selam verip “bir dakika bakıver” diyerek içeri giriyor. Siz de orada, elinizde sıra fişiyle öylece kalıyorsunuz. Vatandaşın en çok canını yakan, adalet duygusunun zedelenmesi. Modern binalar, yeni cihazlar elbette önemli. Ama insanın içinde “benim hakkım yendi” düşüncesi varsa, o hizmetin değeri kalmıyor. Sağlıkta dönüşüm sadece betonla olmaz. Asıl dönüşüm, adaletli bir sistemle olur. Sırada bekleyen vatandaşı görmezden gelip, tanıdık aracılığıyla öne geçen bir kişiye “dur bakalım, senin de sıran var” diyebilen bir anlayışla olur. Bu noktada kamera sistemi devreye girmeli. Samsun’daki kamu hastanelerinde poliklinik girişleri ve bekleme alanları kameralarla izlenmeli. Kayıt altında olan her hareket, hem görevliyi hem de hastayı daha dikkatli davranmaya yöneltir. Kimsenin “benim sıramı yediler” demeye hakkı kalmaz. Belki tam çözüm olmaz ama bu yara bir nebze olsun sarılır. Ve son söz: Yetkililere çağrımızdır… Samsun’daki modern hastaneler elbette gurur verici, ancak vatandaşın asıl beklentisi adil bir sistemdir. Yeni binalar kadar içerideki düzenin de yenilenmesi gerekiyor. Hastane kapısında adalet sağlanmadıkça, sağlık hizmetinin değeri hep eksik kalacaktır.