TEMİZ ELLER OPERASYONU BAŞLADI... KALDIRIN DOKUNULMAZLIKLARI İNDİRİN HAVALARINI
TEMİZ ELLER OPERASYONU BAŞLADI... KALDIRIN DOKUNULMAZLIKLARI İNDİRİN HAVALARINI
İddianameler çıkmaya başladı, maskeler düşüyor, makyajlar akıyor…
Sonunda “takke düştü, kel göründü” misali, herkesin ettiği ortaya çıktı...
Ama bakıyoruz, birileri hâlâ sahnede eski repliğini oynamaya devam ediyor!
Sayın Özgür Özel daha iddianame mürekkebi kurumadan “içi boş” dedi iyi mi?..
Hem de ne zaman? İddianame açıklandıktan tam 40 dakika sonra!
578 sayfalık dosyayı ne ara okudun be kardeşim?
Yoksa özetini mi WhatsApp grubundan attılar?
Amaç belli: üzüm yemek değil, bağcıya vurmak..
Hedef aynı, malum: Erdoğan’ı konuşalım, gerisi kaynasın...
Ortada tonla hurma yiyen var ama nedense kimsenin midesi bozulmuyor...
Milletin midesi ise artık bu hikâyeleri kaldırmıyor...
Bakın, ben artık bunlara “iddia” bile demiyorum.
Adamlar öyle bir “kolpa sanatı” geliştirmiş ki,
“yolsuzluk” kelimesi bile bu zekânın yanında masum kalıyor!
Ama unuttukları bir şey var:
Bu devlet her daim 15 yaşında ve her şeyi gören bir hafızaya sahip...
Bugün konuşulan sadece Aziz İhsan Aktaş iddianamesi...
Ama arkadan “karpuzcu" geliyor...
Onun kasasında da çok çekirdekli sürpriz var gibi...
Bekleyin, Ekrem İmamoğlu dosyası geldiğinde asıl film o zaman başlayacak!
Gerçi millet artık fragmandan filmin tamamını çözdü bile…
Muhalefet cephesi ne yapıyor peki?
Konu ne olursa olsun hemen klasik senaryo:
“Erdoğan yaptı, Erdoğan kumpas kurdu, Erdoğan karıştı.”
Yahu tamam da, şu hurmaları yiyenlere bir çift laf edin de samimiyet görelim...
Ama yok! Onlara dokunmak yasak.
Hani diyorlar ya, “Hayvan terli yemez”…
E, millet de artık bu numaraları yemiyor!
Bir vekil çıkıp, “Önümüzdeki seçim namuslularla namussuzların seçimi olacak” dedi.
Gülmedim…
Vallahi gülemedim.
Ama memleketim adına ağlayasım geldi.
Çünkü bu kadar kepazelik karşısında hâlâ “mazeret siyaseti” yapan bir muhalefetle karşı karşıyayız...
Şayet bu “temiz eller operasyonu” olmasaydı,
kim bilir kimler daha ne kadar “elleri kirli” şekilde dolaşacaktı!
Şimdi çoğu sus pus.
Korkudan nefes alırken bile etraflarına bakıyorlar:
“Aman, sıra bize gelmesin!” diye...
Ama korkmayanlar da var tabii hem de bizim şehirde...
Korkmasınlar demiyorum, korksunlar.
Zira biz ne biliyorsak, emin olun devlet bin kat fazlasını biliyor.
Temiz eller operasyonu başladı, perde açıldı.
Şimdi sahnede sırayla herkes rolünü oynayacak...
Ve unutmayın: Dokunulmazlık kalktığı gün, bu “zübük siyaseti”nin sesi kısılır, perdesi iner.
O yüzden diyorum ki:
Bol keseden atıp tutmak kolay,
ama dokunulmazlık kalkınca mikrofonlar da, ezberler de, cesaretler de bir anda kaybolur...
İşte o zaman asıl perde kapanır...