Zeynep Altay
Köşe Yazarı
Zeynep Altay
 

Sürdürülebilir Mutluluğun Beş Sırrı: Kadınca Bir Bakış

Hayatın hızına kapılıp giderken mutluluk, çoğumuz için yakalanması zor bir hayale dönüşebiliyor. Oysa yıllardır haber peşinde koşan bir gazeteci olarak şunu söyleyebilirim: Mutluluk, ulaşılması gereken tek bir zirve değil; her gün beslenmesi, korunması ve büyütülmesi gereken bir yolculuk. Hele ki biz kadınlar için bu yolculuk, bazen aileyi ayakta tutmak, bazen iş hayatında ayakta kalmak, bazen de kendi sesimizi bulmak anlamına geliyor. Sürdürülebilir mutluluk, işte bu küçük ama güçlü anların toplamında saklı. İlk sır, şükran ve farkındalık. Gündemin karmaşasında bazen bir fincan kahvenin buharında saklı huzuru, bazen de sabah otobüsünde gülümseyen bir çocuğun gözlerindeki neşeyi görmezden geliyoruz. Oysa mutluluk, bu küçücük detaylarda gizli. Minnettarlık, yüreğimizi hafifletir ve yaşadığımız hayatı daha değerli kılar. İkincisi, sağlıklı ilişkiler. Mesleğim gereği, insanların hayatlarına tanıklık ederken hep şunu gördüm: Güven dolu dostluklar ve sevgiyle kurulmuş bağlar, en zor anlarda bile insanı ayakta tutuyor. Bir arkadaşla paylaşılan kahkaha ya da bir kardeşin omzunda ağlayabilmek, mutluluğu kalıcı kılan en güçlü bağlardan biri. Üçüncü sır, amaç ve hedef belirlemek. Kadınlar olarak çoğu zaman başkalarının mutluluğunu kendi önümüze koyuyoruz. Oysa sürdürülebilir mutluluk için kendi hayallerimizi, tutkularımızı ve değerlerimizi de önemsemek zorundayız. Anlamlı hedefler belirlemek, güne umutla başlamanın en güçlü ilacıdır. Dördüncü olarak, kendine iyi bakmak. Gazetecilikte uzun nöbetler, yoğun koşuşturmalar arasında bunu sık sık ihmal ettiğimi biliyorum. Ama öğrendim ki mutluluk, bedene ve ruha gösterilen özenle başlıyor. Düzenli uyku, dengeli beslenme, biraz egzersiz ve ruhu besleyen küçük kaçamaklar… Tüm bunlar, hayatın yükünü hafifleten güçlü destekler. Ve son olarak, paylaşmak ve katkı sunmak. Röportajlarımda, başkalarının hayatına dokunan insanların gözlerinde hep özel bir ışık gördüm. Bazen bir hayır işi, bazen bir komşunun kapısını çalıp hâl hatır sormak… Küçük bir iyilik bile, mutluluğun en kalıcı hâline dönüşebiliyor. Çünkü mutluluk, paylaştıkça çoğalıyor. Belki de sürdürülebilir mutluluk, büyük bir devrimden değil, küçük ama tutarlı seçimlerden doğuyor. Bugün kendimize sormalıyız: Hayatımızın temposunda bu beş sırrı ne kadar uyguluyoruz? Cevabı bulduğumuzda göreceğiz ki mutluluk, hiç uzaklarda aramamız gereken bir şey değil; her gün elimizin altında, kalbimizin tam ortasında.
Ekleme Tarihi: 20 Eylül 2025 -Cumartesi

Sürdürülebilir Mutluluğun Beş Sırrı: Kadınca Bir Bakış

Hayatın hızına kapılıp giderken mutluluk, çoğumuz için yakalanması zor bir hayale dönüşebiliyor. Oysa yıllardır haber peşinde koşan bir gazeteci olarak şunu söyleyebilirim: Mutluluk, ulaşılması gereken tek bir zirve değil; her gün beslenmesi, korunması ve büyütülmesi gereken bir yolculuk. Hele ki biz kadınlar için bu yolculuk, bazen aileyi ayakta tutmak, bazen iş hayatında ayakta kalmak, bazen de kendi sesimizi bulmak anlamına geliyor. Sürdürülebilir mutluluk, işte bu küçük ama güçlü anların toplamında saklı.

İlk sır, şükran ve farkındalık. Gündemin karmaşasında bazen bir fincan kahvenin buharında saklı huzuru, bazen de sabah otobüsünde gülümseyen bir çocuğun gözlerindeki neşeyi görmezden geliyoruz. Oysa mutluluk, bu küçücük detaylarda gizli. Minnettarlık, yüreğimizi hafifletir ve yaşadığımız hayatı daha değerli kılar.

İkincisi, sağlıklı ilişkiler. Mesleğim gereği, insanların hayatlarına tanıklık ederken hep şunu gördüm: Güven dolu dostluklar ve sevgiyle kurulmuş bağlar, en zor anlarda bile insanı ayakta tutuyor. Bir arkadaşla paylaşılan kahkaha ya da bir kardeşin omzunda ağlayabilmek, mutluluğu kalıcı kılan en güçlü bağlardan biri.

Üçüncü sır, amaç ve hedef belirlemek. Kadınlar olarak çoğu zaman başkalarının mutluluğunu kendi önümüze koyuyoruz. Oysa sürdürülebilir mutluluk için kendi hayallerimizi, tutkularımızı ve değerlerimizi de önemsemek zorundayız. Anlamlı hedefler belirlemek, güne umutla başlamanın en güçlü ilacıdır.

Dördüncü olarak, kendine iyi bakmak. Gazetecilikte uzun nöbetler, yoğun koşuşturmalar arasında bunu sık sık ihmal ettiğimi biliyorum. Ama öğrendim ki mutluluk, bedene ve ruha gösterilen özenle başlıyor. Düzenli uyku, dengeli beslenme, biraz egzersiz ve ruhu besleyen küçük kaçamaklar… Tüm bunlar, hayatın yükünü hafifleten güçlü destekler.

Ve son olarak, paylaşmak ve katkı sunmak. Röportajlarımda, başkalarının hayatına dokunan insanların gözlerinde hep özel bir ışık gördüm. Bazen bir hayır işi, bazen bir komşunun kapısını çalıp hâl hatır sormak… Küçük bir iyilik bile, mutluluğun en kalıcı hâline dönüşebiliyor. Çünkü mutluluk, paylaştıkça çoğalıyor.

Belki de sürdürülebilir mutluluk, büyük bir devrimden değil, küçük ama tutarlı seçimlerden doğuyor. Bugün kendimize sormalıyız: Hayatımızın temposunda bu beş sırrı ne kadar uyguluyoruz? Cevabı bulduğumuzda göreceğiz ki mutluluk, hiç uzaklarda aramamız gereken bir şey değil; her gün elimizin altında, kalbimizin tam ortasında.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.