Sabır Yolcusu
Köşe Yazarı
Sabır Yolcusu
 

İNSAN HUZURU VE İBADET

Hayatın koşuşturması içinde çoğu zaman unuttuğumuz bir gerçek var: İnsan, ancak kendi iç dünyasıyla barışabildiği kadar huzur bulur. Bu içsel dengeyi sağlayan en güçlü kaynaklardan biri ise ibadettir. Çünkü ibadet, insanın hem kendine hem de yaratıcısına doğru yaptığı bir yolculuktur. Modern hayatın bitmeyen telaşı, zihnimizi sürekli meşgul ediyor. Her haber, her uyarı, her koşuşturma iç dünyamızı biraz daha yoruyor. Bu kalabalığın içinde durmak, nefes almak, yeniden toparlanmak aslında bir ihtiyaç hâline geliyor. İşte ibadet, insana tam bu anlarda sığınak olur. Yalnızca bir ritüel değil; ruhu dinlendiren, kalbi sakinleştiren ve zihni berraklaştıran bir limandır. İbadet eden insan, her dua ile kendisiyle yüzleşir; her secde ile kibirden uzaklaşır. Kötülükten alıkoyar, sabrı öğretir, merhameti hatırlatır. Bu yönüyle ibadet, sadece Allah’a yöneliş değil, insanın kendi vicdanıyla kurduğu en samimi bağdır. Bugün huzursuzluğun, öfkenin, tahammülsüzlüğün arttığı bir dönemde ibadet, kalbi yumuşatan bir iksir gibi. Bir namaz vakti insanı iyileştirir; bir tesbih sesi ruhun kırıklarını onarır; bir dua karanlıkları aydınlatır. Rabbine yönelen kalp hiçbir zaman boşlukta kalmaz, hiçbir zaman karanlığa teslim olmaz. Huzur ne eşyalarda ne makamda ne de dünyalık bir başarıdadır. Huzur, insanın Rabbine yöneldiği o sessiz anlarda, kalbinin derinliklerinde saklıdır. O kapıya atılan her adım, insanı hem olgunlaştırır hem de iyileştirir. İbadet ettikçe huzur bulmak, huzur buldukça ibadeti daha çok sevmek… İşte insanı gerçek anlamda güçlendiren ve hayata karşı direncini artıran hakiki döngü budur.
Ekleme Tarihi: 05 Aralık 2025 -Cuma

İNSAN HUZURU VE İBADET

Hayatın koşuşturması içinde çoğu zaman unuttuğumuz bir gerçek var: İnsan, ancak kendi iç dünyasıyla barışabildiği kadar huzur bulur. Bu içsel dengeyi sağlayan en güçlü kaynaklardan biri ise ibadettir. Çünkü ibadet, insanın hem kendine hem de yaratıcısına doğru yaptığı bir yolculuktur.

Modern hayatın bitmeyen telaşı, zihnimizi sürekli meşgul ediyor. Her haber, her uyarı, her koşuşturma iç dünyamızı biraz daha yoruyor. Bu kalabalığın içinde durmak, nefes almak, yeniden toparlanmak aslında bir ihtiyaç hâline geliyor. İşte ibadet, insana tam bu anlarda sığınak olur. Yalnızca bir ritüel değil; ruhu dinlendiren, kalbi sakinleştiren ve zihni berraklaştıran bir limandır.

İbadet eden insan, her dua ile kendisiyle yüzleşir; her secde ile kibirden uzaklaşır. Kötülükten alıkoyar, sabrı öğretir, merhameti hatırlatır. Bu yönüyle ibadet, sadece Allah’a yöneliş değil, insanın kendi vicdanıyla kurduğu en samimi bağdır.

Bugün huzursuzluğun, öfkenin, tahammülsüzlüğün arttığı bir dönemde ibadet, kalbi yumuşatan bir iksir gibi. Bir namaz vakti insanı iyileştirir; bir tesbih sesi ruhun kırıklarını onarır; bir dua karanlıkları aydınlatır. Rabbine yönelen kalp hiçbir zaman boşlukta kalmaz, hiçbir zaman karanlığa teslim olmaz.

Huzur ne eşyalarda ne makamda ne de dünyalık bir başarıdadır. Huzur, insanın Rabbine yöneldiği o sessiz anlarda, kalbinin derinliklerinde saklıdır. O kapıya atılan her adım, insanı hem olgunlaştırır hem de iyileştirir.

İbadet ettikçe huzur bulmak, huzur buldukça ibadeti daha çok sevmek… İşte insanı gerçek anlamda güçlendiren ve hayata karşı direncini artıran hakiki döngü budur.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.